Hörbirt Langadonk, Hogwirt Üniversitesi'nde görev yapan Amerikalı bir Vajenbilim Uzmanıdır. Sitambul'da verdiği bir konferans sonrasında görüşmek için randevulaştığı Topbaca Müzesi Müdürü'nün o gece, üstelik onunla görüşeceği sırada spermle boğularak öldürülmesi sonucu kendini "baş şüpheli" olarak olayların içinde bulur. Dahası ölen müze müdürünün jartiyerinin içinde bir Agülü tamponu ve çözülmesi gereken bir bilmece bırakmıştır. Bu bulmacayı çözerken Hörbirt Langadonk'un en büyük yardımcısı Sitambul polisinde Klitorisoloji Uzmanı olan, öldürülen müze müdürünün torunu Ajan Vale Löp Kase Hanım olacaktır. Serüven boyunca Dar Vajen tarikatının uslanmaz ve sadık birer kölesi olan ve darlıkta birbirleriyle yarışan rahibeleri her pozisyonda hizmete her an hazır bekleyecek ve önlerine çıkan her tampona kendilerini sokmak için birer birer can vereceklerdir...


1 Mart 2010 Pazartesi

4. Bölüm - Sitambul'a Varış

Pröfesör Hörbırt, Sitambul havaalanına WIP den giriş yaparken hala kabusun etkisindeydi. Gördüğü kabustan ancak sert bir kahve onu kendine getirebilirdi. Hostes kızın verdiği yedi harfli semt isimleri, kızın ısrarla "amca" demesi acaba su son günlerde gazetelerde boy boy yer alan kanlı Dar Vajen cinayetleriyle bir ilgisi olabilir miydi?

Aslında hostes onu heyecanlandırmış, erkekliğinin baş kaldırmasına bile sebep olmuştu, ama sözleri ve gördüğü kabus sanki bütün büyüyü bozmuştu. Bütün keyfi kaçmıştı. Bir an önce oteline gidip dinlenmek istiyordu.

Bir koruma ordusuyla otele doğru yol alırken kahvesinden büyük yudumlar alarak kafeinin damarlarına geçişini duymaya çalışıyordu. Kabusun etkisi hala üstünde olmalı ki koruma güdüsüyle bir eli buruşmuş peniskinin üstündeydi. Terliyordu. Ona sahip olduğuna pişman olmuştu az önce. Peki ya gerçekten böyleyse?

Koruma ordusu sarı Seat marka arabanın içindeki Himbilyas'dan habersizdi. Himbilyas yol boyu ilerlerken toplarının külotunun içindeki çivilerle ezilmesini sağladı. Dar vajen tarikatının kadınlarına istediğini veremeyen erkeklerin veya kendisi için çalışabileceklere uygulattığı bir tür ibadetti bu. Canı yandıkça adeta her yere dar vajen görüyor ve kokluyordu. O böyle büyümüştü... O çok büyük bir görev için seçilmişti.

Direksiyon başında ilerlerken elini tekrar külotuna götürüp bastırdığında iniltiyle birlikte ulu önderin adını mırıldandı... Falloş Nilly...

Falloş Nilly'nin yalısına geldiği gün seçilmiş olduğuna inanıyordu. O bir Üç Daşşak olarak doğmuştu ve oraya gelmesi asla tesadüf değildi. Ve şimdi bir çok profesör Aminakonos cinayetindeki üç tampon şifresini çözmeye çalışırken Himbilyas'la bağlantı kurmaya çalışacaklardı.

Üç daşşak olduğu doğum bilgilerinde ne yazık ki vardı ve bu Falloş Nilly'nin hiç hoşuna gitmeyecekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder